Metafizik, felsefenin temel dallarından biri olarak varoluşsal gerçekleri araştırır. Kelimenin kökeni Yunanca meta (ötesi) ve fysis (doğa) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Metafizik, var olan nesnelerin doğasını ve ilişkilerini araştırır ve gerçekliğin özünü anlamaya çalışır.
Bu dalın temel soruları “neden varız?”, “gerçeklik nedir?” ve “dünya ve evren nasıl çalışır?” gibi kök sorular olarak adlandırılır. Metafizik, Gerçekliğin doğasının ne olduğunu sorgulayarak insanların hayatına yön verir.
Metafizik Tarihi
metafizik, felsefenin temel dallarından biri olarak kabul edilmiştir. Antik Yunan’da, felsefede kendine özgü bir alan olarak kabul edilmeye başlanmıştır. İlk kullanımı Aristoteles’e atfedilir. Orta Çağ döneminde, metafizik felsefe ve din arasında bir çekişme konusu haline gelmiştir. Bu dönemde, metafizik konuları, Akdeniz’in Doğulu ve Batılı düşünürleri tarafından farklı şekillerde yorumlandı. Ancak, 17. yüzyıla kadar metafizik, felsefenin ilk ve en önemli dallarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde ise, felsefe ve bilim arasındaki ayrımın netleşmesi ile birlikte, metafizik felsefede daha eleştirel ve öznel bir konumda yer almaya başlamıştır. Bu da modern felsefeye doğru bir eğilimi beraberinde getirmiştir.
ilk felsefe
Metafizik, felsefenin en eski dallarından biri olarak kabul edilir ve Antik Yunan’a kadar uzanan bir geçmişi vardır. İlk kullanımının Aristoteles’e atfedildiği söylenmektedir. Orta Çağ’da din ve felsefe arasında kalan metafizik, 17. yüzyıla kadar “ilk felsefe” olarak kabul edilmiştir.
Metafizik, gerçekliğin doğasını ve varoluşu araştıran bir disiplindir ve kök sorular olarak adlandırılan sorulara odaklanır. Bu sorular arasında “Neden varız?”, “Gerçeklik nedir?” ve “Dünya ve evren nasıl çalışır?” gibi sorular yer almaktadır.
Varlık felsefesi, metafizikte en temel konulardan biridir. Bu konu, varlığın ne olduğunu, var olanların doğasını ve ilişkilerini araştırır. Kozmoloji ise evrenin yapısal özelliklerini ve tarihini araştıran felsefi bir disiplindir. Ontoloji ise varlık felsefesinin bir bölümüdür ve gerçekliğin özünü araştırmayı amaçlar.
Zihin felsefesi ise felsefenin zihnin nasıl çalıştığına dair soruların cevabını araştırdığı dalıdır. Bu konu, psikoloji, bilişsel bilim ve nörobilimle yakından ilişkilidir. Son olarak, Tanrı felsefesi veya din felsefesi olarak bilinen bir dal, Tanrı’nın doğasını, varlığını, özelliklerini ve ilişkisini araştırmaktadır.
olarak kabul edilmiştir.
Metafizik, felsefenin en temel dallarından biridir ve varoluşsal gerçekleri araştırır. Antik Yunan’a kadar uzanan bir tarihi vardır ve ilk kullanımı Aristoteles’e atfedilir. Orta Çağ’da din ve felsefe arasında kalmıştır ve 17. yüzyıla kadar ilk felsefe olarak kabul edilmiştir. Metafizik, gerçekliğin doğasını ve varoluşu araştırır ve belirli sorulara odaklanır: Neden varız?, Gerçeklik nedir? ve Dünya ve evren nasıl çalışır?
Varlık felsefesi, metafizikte en temel konulardan biridir ve varlığın ne olduğunu, var olanların doğasını ve ilişkilerini araştırır. Kozmoloji, evrenin yapısal özelliklerini ve tarihini araştıran felsefi bir disiplindir. Ontoloji ise varlık felsefesinin bir bölümüdür ve var olan nesnelerin doğasını araştırır.
Zihin felsefesi, felsefenin zihnin nasıl çalıştığına dair soruların cevabını araştırdığı dalıdır ve psikoloji, bilişsel bilim ve nörobilimle yakından ilişkilidir. Tanrı felsefesi ise din felsefesi olarak da bilinir ve Tanrı’nın doğasını, varlığını, özelliklerini ve ilişkisini araştırır.
Sonuç olarak, metafizik, varoluşu aydınlatmaya ve gerçekliği anlamaya çalışan bir felsefe dalıdır. Varlık felsefesi, kozmoloji, ontoloji, zihin felsefesi ve Tanrı felsefesi de metafiziğin ana konuları arasındadır.
Metafiziğin Konuları
kök sorular olarak adlandırılan belirli sorulara odaklanır: Neden varız?, Gerçeklik nedir? ve Dünya ve evren nasıl çalışır? Metafizik, varoluşsal gerçeklerin araştırılmasıyla ilgilidir ve bu nedenle insanların hayatta yaşama nedenleri ve gerçekliğin kendisi hakkındaki inançları üzerinde büyük bir etkisi vardır. Metafizik, var olan her şeyin doğasını ve kökenini araştırır ve bu nedenle, varlık felsefesi, zihin felsefesi ve Tanrı felsefesi gibi alt dalları vardır.
Varlık felsefesi, metafiziğin en temel konularından biridir ve varlığın ne olduğunu, var olanların doğasını ve ilişkilerini araştırır. Kozmoloji, evrenin yapısal özelliklerini ve tarihini araştıran felsefi bir disiplindir ve gözleme dayalı bilimsel çalışmalarla kesişir. Ontoloji ise varlık felsefesinin bir bölümüdür ve var olan nesnelerin doğasını araştırır. Ontoloji, gerçekliğin özünü araştırmayı amaçlar.
Zihin felsefesi, felsefenin zihnin nasıl çalıştığına dair soruların cevabını araştırdığı dalıdır ve psikoloji, bilişsel bilim ve nörobilimle yakından ilişkilidir. Tanrı felsefesi ise din felsefesi olarak da bilinir ve Tanrı’nın doğasını, varlığını, özelliklerini ve ilişkisini araştırır. Bu dalların her biri, metafiziğin belirli bir yönünü araştırmaktadır ve bu araştırmalar, insanların varoluş, gerçeklik, evren ve Tanrı hakkındaki inançlarını doğrudan etkilemektedir.
Sonuç olarak, metafizik, gerçekliğin doğasını ve varoluşunu araştıran temel bir felsefe dalıdır. Bu dal, var olan her şeyin doğasını ve kökenini araştırarak insanların inançlarını etkiler. Metafizik, varlık felsefesi, zihin felsefesi ve Tanrı felsefesi gibi alt dalları içermektedir ve her biri belirli bir yönü araştırmaktadır. Bu dalların araştırmaları, insanların hayatta kalmak için nedenleri ve gerçekliğin kendisi hakkındaki görüşleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
kök sorular
Metafizik, gerçekliğin doğasını ve varoluşu araştıran bir felsefe dalıdır. Bu nedenle kök sorular olarak adlandırılan belirli sorulara odaklanır. Bu sorular şunlardır: “Neden varız?”, “Gerçeklik nedir?” ve “Dünya ve evren nasıl çalışır?”
Metafizikte Araştırılan Sorular
“Neden varız?” sorusu, varlığımızın temelinde yatan sorudur. Bu soruya cevap vermek için metafizikçiler, insanın doğasını, varlığını ve dünya ile etkileşimini araştırmaktadırlar.
“Gerçeklik nedir?” sorusu, gerçekliğin özünü anlamak için sorulan bir sorudur. Bu soruya cevap vermek için metafizikçiler, “var olanların” doğasını incelemekte ve dünya ve evrenin yapısını anlamaya çalışmaktadırlar.
“Dünya ve evren nasıl çalışır?” sorusu, dünya ve evrende meydana gelen olayları ve süreçleri anlamak için sorulan bir sorudur. Bu soruya cevap vermek için metafizikçiler, evrenin yapısal özelliklerini ve tarihini araştıran kozmoloji disipliniyle de ilgilenmektedirler.
Sonuç olarak, metafizik, yaşam ve evrende meydana gelen olayların kaynağını ve anlamını anlamak için kök soruları araştırmaktadır. Bu sorulara cevap vermek için metafizikçiler, varoluşun temel felsefi sorularını incelemekte ve doğanın gizemlerini çözmeye çalışmaktadırlar.
olarak adlandırılan belirli sorulara odaklanır:
Metafizik, varoluşsal gerçekleri araştıran felsefenin temel dallarından biridir. Bu nedenle, belirli sorulara odaklanarak yola çıkar. Neden varız? Gerçeklik nedir? Dünya ve evren nasıl çalışır? Bu sorular, metafiziğin incelendiği temel konulardır.
Metafiziğin en temel konularından biri varlık felsefesidir. Varlık felsefesi, varlığın ne olduğunu ve var olanların doğasını araştıran bir konudur. Kozmoloji, evrenin yapısal özelliklerini ve tarihini araştıran bir başka disiplindir. Ontoloji ise gerçekliğin özünü araştırmayı amaçlar.
Zihin felsefesi, felsefenin zihnin nasıl çalıştığına dair soruların cevaplarını araştırdığı bir dalıdır. Bu konu, psikoloji, bilişsel bilim ve nörobilimle yakından ilişkilidir. Ayrıca, din felsefesi olarak da bilinen Tanrı felsefesi, Tanrı’nın doğasını, varlığını, özelliklerini ve ilişkisini araştırır.
Metafizik tarihi Antik Yunan’a kadar uzanır ve ilk kullanımı Aristoteles’e atfedilir. Orta Çağ’da din ve felsefe arasında kalarak, 17. yüzyıla kadar ilk felsefe olarak kabul edilmiştir.
Metafizik, gerçekliğin doğasını ve varoluşunu araştırdığı için oldukça önemlidir. İçinde bulunduğumuz dünya ve evren hakkında anlamak istediğimiz pek çok şeyi anlamamıza yardımcı olabilir. Bu nedenle, metafiziğe olan ilgi ve araştırmalar günümüzde de devam etmektedir.
Neden varız?
Metafizik, varoluşsal gerçekleri araştırdığı için “Neden varız?” sorusu da bu konunun odak noktasındadır. İnsanlık varoluşunun anlamını ve doğasını sorgulamaktadır ve metafizik bu sorunun cevabını vermeye çalışır. İnsanların varoluşsal amaçlarının ne olduğu, yaşamın ve ölümün anlamı, evrenin varoluşunun nedeni gibi sorular, metafiziğin konularından biridir.
Bazı metafizikçilere göre, insanların varoluşsal amacı, Tanrı’nın planları doğrultusunda hareket etmek ve Tanrı’ya yaklaşmak için iyi bir insan olmaktır. Diğerleri ise, insanların kendi varoluşsal amacını bireysel olarak bulması gerektiğine inanır.
Bazı filozoflar, evrenin anlamı ve nedeni hakkında spekülasyonlar yaparken, diğerleri bu tür soruların cevaplarının bilinemez olduğunu savunur. Ancak metafizik, dünya ve evrenin doğası hakkında derinlemesine düşünmemizi gerektirir.
,
Metafizik Nedir?
Metafizik, Yunanca meta (ötesi) ve fysis (doğa) kelimelerinin birleşmesiyle oluşan bir kavramdır. Felsefenin en temel dallarından biri olarak, varoluşsal gerçekleri araştırır. Metafizik, gerçekliğin doğasını ve varoluşu araştırırken kök sorular olarak adlandırılan belirli sorulara odaklanır: Neden varız?, Gerçeklik nedir? ve Dünya ve evren nasıl çalışır? Metafizik tarihi, Antik Yunan’a kadar uzanır. İlk kullanımı Aristoteles’e atfedilir. Orta Çağ’da din ve felsefe arasında kalmıştır. 17. yüzyıla kadar ilk felsefe olarak kabul edilmiştir.
Metafizik, varlığın ne olduğunu, var olanların doğasını ve ilişkilerini araştıran varlık felsefesi başlığı altında incelenmektedir. Kozmoloji ise evrenin yapısal özelliklerini ve tarihini araştıran bir felsefi disiplindir. Ontoloji ise var olan nesnelerin doğasını araştırır ve gerçekliğin özünü incelemeyi amaçlar. Zihin felsefesi ise zihnin nasıl çalıştığına dair soruların cevabını araştırmaktadır. Bu konu, psikoloji, bilişsel bilim ve nörobilimle yakından ilişkilidir. Tanrı felsefesi, din felsefesi olarak da bilinir ve Tanrı’nın doğasını, varlığını, özelliklerini ve ilişkisini araştırır.
Metafizik, felsefenin geniş bir kapsamına sahiptir ve düşüncelerimizi birçok alanda şekillendirir. Varoluşsal sorulara odaklanarak, ontolojik ve kozmolojik konuları araştırarak, metafiziksel teoriler oluşturularak dünyadaki ve evrendeki gerçekliğin doğasını keşfedebiliriz.
Gerçeklik nedir?
Gerçeklik, insanın deneyimlediği ve algıladığı dünya ile ilgilidir. Ancak gerçeklik kavramı sadece insanların algısına bağlı değildir. Objektif bir şeydir ve gerçekliği oluşturan öğeler, insanların algısı ile uyumlu olsalar bile, gerçekliğin kendisi değildir. Gerçeklik, var olan şeylerin tamamıdır.
Bu varlıkların bir arada bulunması ve etkileşime girmesi sonucu gerçeklik oluşur. Gerçeklik, insanların deneyimlemesi ve algılaması mümkün olan bir kavramdır. Ancak gerçeklik, bu algılama süreci ile sınırlı değildir. Var olan her şey, gerçekliğin bir parçasıdır.
Gerçeklik, felsefenin temel konularından biridir ve metafizik ile doğrudan ilişkilidir. Gerçekliğin doğası, var olan şeylerin özellikleri, gerçekliği oluşturan unsurlar gibi konular metafiziksel araştırmaların konusu olabilir.
ve
Metafizik, Antik Yunan’a kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Ancak terim olarak ilk kez Aristoteles tarafından kullanılmıştır. Orta Çağ’da, din ve felsefe arasında kalmış olsa da, 17. yüzyıla kadar felsefenin en temel dalı kabul edilmiştir. Bu dönemde, René Descartes gibi filozoflar, bilgi edinmenin doğru bir yolunu bulabileceğimize inandılar ve empirizm ve rasyonalizm gibi farklı felsefi akımlar ortaya çıktı.
Metafizik, günümüzde hala felsefenin önemli bir dalıdır ve pek çok farklı konuyu kapsar. Varlık felsefesi, kozmoloji, ontoloji, zihin felsefesi, tanrı felsefesi gibi konular, metafizik içinde incelenir.
Dünya ve evren nasıl çalışır?
Dünya ve evrenin çalışması, metafiziğin en önemli konularından biridir. Modern bilim, dünya ve evrenin nasıl işlediği hakkında birçok keşif ve keşif yaptı, ancak metafizik, gerçekliğin özüne dair daha derin soruları araştırır.
Dünya, termonükleer reaksiyonlar tarafından harekete geçirilen bir dizi çekirdek reaksiyonunun sonucu olarak sürekli olarak enerji ve madde üretmektedir. Bu reaksiyonlar, güneşin içinde gerçekleşir ve Dünya’ya güneşten ulaşan ışık ve ısıyı sağlar. Dünya, kendi ekseni etrafında dönerek ve güneşin etrafında dolanarak, gündüz ve gece döngüleri oluşturur.
Evrenin çalışması ise, büyük patlamadan sonra genişleme ve soğuma süreciyle başlamıştır. Galaksiler, evrende yer alan gaz ve tozun yer çekimi etkisiyle bir araya gelmesi sonucu oluşmuştur. Evrende yer alan nesneler de yer çekimi, elektromanyetizma ve zayıf ve güçlü nükleer etkileşim yoluyla etkileşime girer.
Metafizik, bu süreçlerin gerçekliğin özüne nasıl uyduğunu araştırır. Dünya’nın ve evrenin sürekli olarak nasıl çalıştığı hakkındaki keşifler, felsefi düşünceleri şekillendirmiş ve metafizikçilerin varoluş ve gerçeklik hakkındaki fikirlerini derinleştirmiştir.
Metafizik, Antik Yunan’dan bugüne kadar süregelen bir felsefi disiplindir. İlk olarak Aristoteles tarafından kullanılmıştır. Orta Çağ’da din ve felsefe arasında sıkışmış olsa da, 17. yüzyıla kadar felsefenin temel dalı olarak kabul edilmiştir.
Metafizik, varoluşsal gerçekleri araştırdığı için zaman içinde farklı dönemlerde farklı yaklaşımlarla ele alınmıştır. Aydınlanma döneminde, bilimsel düşünceye daha fazla ağırlık verilmesi nedeniyle metafizik önemsizleştirilmiştir. Ancak 20. yüzyılda başlayan postmodern felsefe hareketi, metafizik konulara yeniden ilgi duyulmasına neden olmuştur.
Varlık Felsefesi
Varlık felsefesi, varlığın ne olduğunu ve ne anlama geldiğini araştıran bir felsefe dalıdır. Bu konu, fiziksel varlıkların yanı sıra soyut nesneleri de kapsar. Varlık felsefesi, var olan şeylere dair soruları cevaplamayı amaçlar ve bu nedenle metafiziğin merkezi bir konusudur.
Bu felsefe dalı, varlığın yapısı ve özellikleri ile ilgilenir. Bunun yanı sıra varlıklar arasındaki bağıntıları ve varlıkların birbirleriyle olan ilişkilerini de araştırır. Varlık felsefesi, bir varlığın ne olduğunu ve ne zaman varolmaya başladığını belirlemeye çalışır.
Varlık felsefesi, üç ana unsura odaklanır: varlık, özellikler ve ilişkiler. Varlık, bir şeyin gerçekte var olup olmadığına ve ne zaman var olmaya başladığına dair soruları içerir. Özellikler, bir varlığın sahip olduğu niteliklerdir. İlişkiler ise bir varlığın diğer varlıklarla olan etkileşimlerini ifade eder.
Kozmoloji
Kozmoloji, evrenin yapısal özellikleri ve tarihi hakkında felsefi bir disiplindir. Bu alanda yapılan araştırmalar, gözleme dayalı bilimsel çalışmalarla da sık sık kesişmektedir. Kozmoloji, evrenin kökeni, yapısı, ilerleyişi ve sonu hakkında sorulara yanıt aramaktadır.
Kozmolojinin odak noktası evrendeki galaksiler, yıldızlar, gezegenler, gaz ve toz bulutları gibi birçok farklı yapıdır. Yapılan araştırmalarla bu nesnelerin nasıl oluştuğu ve evrim sürecinde nasıl değiştiği incelenmektedir. Kozmoloji aynı zamanda kara madde ve kara enerji gibi evrendeki gizemli unsurları da araştırmaktadır.
- Kozmolojik yaklaşımlar:
- Büyük Patlama Teorisi
- Statik Model
- Karma Model
Kozmoloji, sadece evrenin ne olduğu ile ilgilenmekle kalmaz, aynı zamanda evrenin nasıl çalıştığını da araştırır. Bu alanda çalışan bilim insanları, evrende yerçekimi, elektromanyetik kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve güçlü nükleer kuvvet gibi kuvvetlerin nasıl etkileşimde olduğunu incelemektedir. Bu kuvvetlerin evrenin şekli, hareketi ve gelişimi üzerindeki etkileri de kozmoloji alanında araştırılmaktadır.
Ontoloji
Ontoloji, varlığın ne olduğunu ve var olan nesnelerin doğasını araştıran bir metafizik dalıdır. Bu dal, varoluşun özünü ve gerçekliğin temellerini incelemeyi amaçlar. Genellikle “var olanların teorisi” olarak adlandırılan ontoloji, nesnel gerçekliğin özünü anlama çabasıdır.
Ontolojinin temelinde, varlık ve var olan arasındaki farkı anlama çabası yatar. Ontoloji, nesnelerin ne olduğunu ve bu nesnelerin diğer nesnelerle olan ilişkilerini araştırır. Felsefenin en temel sorularından biri olan “Gerçeklik nedir?” sorusuna yanıt aramak ontolojinin temel amaçlarından biridir.
Ontoloji, gerçekliğin özü ve doğası hakkında felsefi tartışmaları içerir. Konu ile ilgili farklı teoriler ve görüşler ortaya atılır. Bu teorilerden bazıları, nesnelerin fiziksel varlıkları ile ilgiliyken, bazıları metafiziksel bir varoluşa işaret eder.
Ontoloji, kullanılan felsefi terimler ve kavramlar açısından oldukça zengindir. Nedeni, her bir öznenin ve nesnenin kendine özgü bir niteliğe sahip olmasıdır. Bu nedenle, ontolojik tartışmalar oldukça karmaşık ve zorlu olabilir.
Sonuç olarak, ontoloji, varlığın özü ve gerçekliğin temelleri hakkında felsefi bir araştırmadır. Bu araştırmalar, nesnelerin varoluşunu, doğasını ve diğer nesnelerle olan ilişkisini anlama çabasıdır.
Zihin Felsefesi
Zihin felsefesi, zihnin işleyişi, bilincin ne olduğu ve nasıl oluştuğu gibi zihinsel olayların filozoflar tarafından tartışıldığı bir konudur. Felsefenin bu dalı ayrıca, algılama, düşünme, bilgi ve zekâ arasındaki ilişkiyi de inceler.
Bilişsel bilim ve nörobilim gibi diğer disiplinlerle yakından ilişkili olan zihin felsefesi, insan zihnini anlamaya çalışır. İnsan zihninin nasıl çalıştığı, nasıl bilgi işlediği, algıladığı, hatırladığı ve öğrendiği hakkında araştırmalar yapar.
Örneğin, zihin felsefesi, neden bazı insanların bozulmuş algılama ve davranışlar sergilediğini araştırabilir. Bu sorunlar, kişisel deneyimler, yaralanmalar veya tıbbi durumlardan kaynaklanabilir. Bu durumlar, zihin felsefesi açısından önemlidir çünkü beyindeki değişiklikler zihnin nasıl çalıştığına dair ipuçları verebilir.
Zihin felsefesi, felsefe ve diğer bilim dalları arasında sıkı bir bağlantıya sahiptir. Bu nedenle, felsefeciler, diğer disiplinlerin sonuçlarını inceleyerek veri topları ve bu verileri felsefi teorilerle birleştirirler.
Zihin felsefesi, filozofların kullandığı metodoloji açısından oldukça zorlayıcıdır. Bu nedenle, bu alanda çalışan filozoflar, akademik disiplinlerin yanı sıra deneysel psikoloji, nörobilim ve dilbilimi de dahil olmak üzere farklı bilim dallarından çok sayıda araştırmacıyla işbirliği yaparlar.
Tanrı Felsefesi
Tanrı felsefesi, felsefenin en tartışmalı alanlarından biridir ve pek çok filozof tarafından ele alınmıştır. Bu konu, Tanrı’nın doğası ve varlığı hakkında farklı teorileri içerir ve farklı inanç sistemleri tarafından farklı şekillerde yorumlanır. Tanrı felsefesi, din felsefesi olarak da anılır ve dinlerin felsefi arkaplanını oluşturur.
Tanrı’nın doğası felsefi açıdan birçok tartışmaya konu olmuştur. Tanrı’nın var olup olmadığı, yaratıcı olup olmadığı, tüm bilgiye sahip olup olmadığı, kutsal mı yoksa sıradan bir varlık mı olduğu hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür. Ayrıca, Tanrı’nın özellikleri de felsefi tartışmaların odak noktasıdır. Örneğin, Tanrı’nın sonsuz güçlü, allahkat var, iyice, merhametli ve adil mi olduğu gibi.
Tanrı’nın varlığı konusu, filozofların binlerce yıldır tartıştığı bir konudur. İlk argümanlar Antik Yunan filozoflarından ortaya atılmıştır ve daha sonra Orta Çağ felsefesi ve Aydınlanma dönemi filozofları tarafından ele alınmıştır. Farklı argümanlar ve kanıtlar ortaya konulmuş olsa da, Tanrı’nın varlığı hala kesin olarak kanıtlanamamıştır.
Felsefi tartışmaların yanı sıra, Tanrı kavramı farklı dinler tarafından farklı şekillerde yorumlanır. İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi tek tanrılı dinler Tanrı’yı yaratıcı olarak görürken, diğer dinlerde Tanrı kavramı farklı şekillerde tanımlanır. Bu nedenle, felsefi tartışmaların ötesinde, Tanrı felsefesi insanların inanç sistemleriyle de yakından ilişkilidir.